RSS

Aylık arşivler: Eylül 2011

Tasavvufu uzakdoğu dinlerine benzetenler

Tasavvufu uzakdoğu dinlerine benzetenler

Tasavvuf deyince bazılarının tüyleri diken diken oluyor. Sankü öcü görmüş gibi gözleri faltaşı gibi açılıyor.

Ve eşek gibi inatla tasavvufun islamda olmadığını ve uzakdoğu kültüründen geldiğini iddia ediyorlar..

Behey ahmak sen uzakdoğu inançlarını ne kadar biliyorsun ki tasavvufla aynı olduğunu iddia edebiliyorsun? Uzakdoğunun hangi inancına ne kadar vakıfsın. NE kadar bilgi sahibisin? yoksa televizyonda gördüğün bir iki uzakdoğu inançlarının propagandası kadar mı biliyorsun da böyle hop diye benzetiyorsun?

Neymiş tasavvuf ortaasyada hindistan coğrafyasında gelişmiş.. Güneş doğudan doğdu ise bizim suçumuz mu? Allahu Teala şahı nakşıbend gibi imam rabbani gibi büyük zaatları o topraklar üzerinden gönderdi ise bu tasavvufun suçu mu?

Türkler de ortaasyadan geldi.. Oradan geldik ise bizde hinduluk çinlilik ya da japonluk mu var şimdi? Bu ne mantık böyle..

İslamiyetse ortadoğudan çıktı.. Şimdi bir avrupalı çıkıp kuranı hz. muhammed hrısitiyanlık ve yahudilikten esinlenerek yazdı dese hemen kanacak mısın? Zaten inanmıyor adam kendine göre yorum yapmıyacak mı? Hiç açıp kuranı kerimi tahkik edip incelemeden bir tarafını incilleri alıp bir tarafını hak kitabı alıp değerlendirme yapmadan aaa ikiside dinlerin kutsal kitabı deyip ortak peygamber adları geçiyor diye ortaya atılan safsatayı inanacak mıyız hemen?

Birileri kendi görüşlerini empoze etmek için bir şekilde uydurup insanları kandırma derdindeler..

Bugün tasavvuf uzakdoğu inançlarının etkisinde kalmıştır diyen kişi ne tasavvufu biliyordur ne de uzakdoğu hindu inançlarını..

Tasavvuf yüzde yüz saf kuran kaynaklı islam kaynaklı bir sistemdir.. Kesinlikle dışarıdan karıştırma uydurmalar bidatlat içinde mevcut değildir..

Nasıl ki zamanı geldiğinde ashap hadisleri toplayıp kitap haline getirdi..
Nasıl ki zamanı geldiğinde mezhep imamları dört büyük mezhebi oluşturdu ise
Tasavvufta zamanı geldiğinde büyük islam alimleri tarafından bugünkü noktaya getirilmiştir..

Tasavvuf düşmanları sadece kendilerini kandırmaktadırlar. Cehaletlerini sergilemektedirler. Aslında onlar sadece tasavvufa değil mezheplere hadislere bile düşmandırlar. biraz altlarına deşseniz hadisler uydurmadır diyeceklerdir..

Tasavvufun uzakdoğu inançları ile hiç bir alakası yoktur. Böyle iddia edenlerin de uzakdoğu inançları hakkında hiç bir bilgileri yoktur.. Bilgisi olanların da tasavvuftan haberleri yoktur.

Böyle ortak noktalar aramaya çalışmakta incil tevrat karıştırıp kuranı kerimle ortak noktalar bulmaya çalışmak gibidir..

Unutmayın cenabı hak 124bin peygamber gönderdi. Kuranı kerimde ise sadece 28 adeti geçmekte.. Peki nerede kalan yüzbinden fazla peygamber?

Bu peygamber çinlilere gitti.. Hindulara da gitti.. Tibetli rahiplerin atalarına da gitti.. Hunlulara uygurlulara, japonlara da gitti.. Mayalara bile Allah peygamber gönderdi..

İşte bugün tasavvufla uzakdoğu inançları arasında ortak noktalar arayanlar bu gerçeği görmemekteler. Nasıl ki yahudilere gelen peygamberler varsa onlara da vardı.. Onlara da Allah’ın varlığı anlatıldı.. Tıpkı bugün tevrat ve incil bozuldu ise onların inançları da zamanla bozuldu yok oldu.. İslam ile benzer olarak gördükleriniz geçmiş peygamberlerin onlara Allah tarafından getirdiklerinden kalıntılardır..

Bu ülkede kaç tane uzakdoğu dinleri üzerine uzman var ki? SIFIR…! Hem islamiyeti dört dörtlük bilen hem onların dinleri bilen hiç uzmanımız yok…

O halde kim bu uzakdoğu ile bağlantı kuranlar? Yoksa islamda yahudilerin soktuğu inançlar var diye mezhepleri ve hadisleri tamamen inkar eden ucubeler mi?

Tasavvufu uzakdoğu dinlerine benzetenler

 

 
Yorum yapın

Yazan: 12/09/2011 in Genel

 

Etiketler: , , , ,

Alevi ile Sunni evlenebilir mi?

Özellikle gelişen internet ağı ve sosyal siteler sayesinde çok farklı insanlarla tanışabilme fırsatları yakalamış durumdayız.

Bugün bir çok insan facebook, twiter ve benzeri sitelerden arkadaşlar edinmekte ve bir süre sonra bu arkadaşlıklar farklı boyutlara geçmekte. Ya da üniversite sayesinde sınıf arkadaşı, bölümden bir arkadaş, arkadaşın arkadaşı derken yine aradaki ilişkinin boyutu değişmekte.

Şimdi başlangıçta kız ya da erkek tepkiden veya farklı anlaşılmaktan dolayı mezhebini dini ve inancını söylememekte bahsetmemekte ya da çifte kumrular bu inanç farklılığını önemsememekteler..

Ancak iş ciddiye binince etekler tutuşmaya başlamakta. Acaba ne olacak? Aileler ne diyecek? annem karşı çıkar mı? Babam döver mi, söver mi? Deyip kara kara düşünceler almakta..

Bugün alevi de olsa sunni de olsa aileler diğer tarafla çocugunun evlenmesini istememekteler. Kızının ya da oğlunun mutsuz olmasından korkmaktalar. Ve böyle bir durumda direk karşı çıkıp olmaz deyip noktalamaktadırlar.

Oğlanla kız ise ya ailelerinin bu karşı çıkmasına direnmekteler ya da kabullenmekteler..

Peki bir alevi ile sunni evlenebilir mi?

Alevi bir kız sunni bir erkekle evlenebilir mi?

Ya da alevi bir erkek sunni bir kızla evlenebilir mi?

Bu soruyu soran kişi öncelikle kendi yaşam biçimine bakmalıdır. Ben nasıl yaşıyorum? Aleviysem tam bir alevi gibi miyim? Sunni isem dört dörtlük sunni gibimi yaşıyorum?

Bunları kendisine sorması lazım. Aynı şekilde karşı taraf için de bunları düşünmeli. Eş adayı alevi gibi mi yoksa sunni gibi mi yaşıyor iyi düşünmeli..

Adam alevi ise eşi sunni ise eşinin kapanması ya da sunni gibi yaşamasına izin verecek mi? kalbinden nasıl geçiyor? baskı yapacak mı?

Ve en can alıcı nokta doğacak çocuklarınız alevi mi olacak, sunni mi olacak?

Sadece mezhep değil kültürel farklılıklar da bir gerçektik.. Bunlara ayak uydurabilecekler mi?

Bu sorunun cevaplarını bireylerin kendileri vereceklerdir. Eş adayların yaşam biçimleri birbirinden farksızsa onlar zaten ne alevi ne de sunnidir.. Sadece isimde öyledirler..

Eğer dindar iseler.

Burada daha ciddi olarak düşünmeleri gerekirler.

Özellikle sunni bir kızın alevi bir erkekle evlenmesi doğru bir tercih olmıyacağı sunni sitelerde altı çizilerek belirtilmektedir. bu püf noktayı iyi düşünmeleri gerekmektedir.

Benim düşüncem insan mutlu olabileceği huzurlu olabileceği insanla evlenmeli. Burçların bile insanların hayatlarında ne kadar etkili olduğu bir gerçektir. İnançların ve kültürlerin etkileri ise asla küçümsenemez..

İnsanın kendi denginde kendi hayat şartlarına uygun birisi ile evlenmesi onun mutluluğu için güzel bir başlangıç olacaktır..

Böyle bir ilişkiye başlamadan kontrol altına almaya çalışmalı. Artık dönüşü yoksa bireylerin birbirlerine inançları için baskı yapmamaları, onların mutlulukları için ilk adım olacaktır.

Karar sürecinde çiftler önceliklerini iyi analiz etmeliler. Önceliklerinde İNANÇLARI ciddi bir yer ediyorsa böyle bir evlilikten uzak durmalılar.

AŞK FARKLI ŞEY EVLİLİK FARKLI ŞEYDİR..

En doğru kararı evlenecek çiftler vereceklerdir!
Allah yardımcıları olsun

Alevi ile Sunni evlenebilir mi?

 

 
Yorum yapın

Yazan: 01/09/2011 in Gündem

 

Etiketler: , , ,